57-İŞİTMEK DİNLEMEK ARASINDAKİ FARK
A’râf Sûresi’nin 204’üncü âyetinde:
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآَنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَأَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
“Kur’an okunduğu zaman derhal onu dinleyin ve
susun ki size rahmet edilsin.” buyrulmuştur.
Kur’an-ı Kerim Allah kelamıdır, okunduğu zaman
dinleyiciler üzerinde etkileyici bir gücü var, dinleyenleri cezp ediyor, bu
sebeple birçok kimse İslam dinine giriyordu. Mekke müşrikleri de bundan
rahatsız oluyor, Kur'ân-ı Kerim okunmaya başlanınca onu dinlememek için
gürültü yapıyorlar ve birbirlerine: "Bu Kur'anı dinlemeyin. Okunurken
gürültü patırtı yapın. Belki bu yolla okuyanların sesini boğmuş, bastırmış
olursunuz" diyorlardı (Fussilet, 41/26).
Allah Teâlâ konumuz olan ayet-i kerimede (A’raf, 204) müminlere,
müşriklerin yaptıklarının tam aksini yapmalarını, Kur'an okunurken susup onu dikkatlice
dinlemelerini ve ona saygı göstermelerini emretmiştir.
Diğer taraftan manasının anlaşılıp hidayetinden yararlanılabilmesi için de
okunan Kur'an’ın gürültü yapmadan susup dinlenilmesi gerekir..
İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri Rûhu’l-beyan isimli tefsirinde ayeti, “Kabul edip gereğiyle
amel etmek için dinleyiniz.” şeklinde tefsir etmiştir. Âyette zikredilen ‘ إستماع /istimâ’, ‘işitmek’ anlamındaki ‘/ سمع sem’ kökünden gelmekte olup aralarında anlam bakımından fark vardır.
Sem’ işitmektir, istimâ’ ise yararlanmak için kulak vererek dikkatle
dinlemektir. Onun için istimâ’ Allah için kullanılmaz ‘innellâhe yestemiu’
denilmez. Sâmi’ ile müstemi’ arasında da fark vardır. Sâmi’ işiten demektir,
duymak, anlamak maksadıyla dinleyen değil, tesadüfen işitendir. Müstemi’ ise
duymak, anlamak ve yararlanmak maksadıyla dikkatle dinleyendir. Buna göre her
müstemi’ sâmi’dir, fakat her sâmi’, müstemi’ değildir.
İnsât da susmak anlamında olan sükût manasınadır.
Fakat aralarında anlam bakımından fark vardır: Sükût susmak, insât ise susup
kulak kesilerek dinlemektir.
Ayetten çıkarılan hükümler:
Allah, Kur’an okunduğu zaman ona saygı göstermek
için susup dinlenilmesini, müşriklerin yaptığı gibi gürültü yapılmamasını
emretmektedir.
Âyet-i kerîmedeki “susunuz”, “dinleyiniz” lafızları emirdir. Emrin
zahiri ise, Kur’an okunduğu zaman her hâlükarda, gerek namaz içinde ve gerekse
dışında olsun onu işiten kimsenin susup dinlemesinin vücubunu ifade eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder