55-HEM VERİR HEM UTANIR ETTİĞİ İHSANDAN
Dinimiz
Müslümanlar arasındaki yardımlaşmaya büyük önem vermekte, hali vakti yerinde
olanların yoksullara, kimsesizlere yardım etmelerini emretmektedir. İhtiyaç
sahiplerine, yardım etmekle ilgili Kur’an-ı Kerimde zekât, sadaka, infak gibi
kavramlar kullanılmaktadır. Bu kavramlardan biri de ‘ihsan’
kelimesidir.
İhsan
Arapça bir kelime olup ‘hasen’ kökünden gelmektedir. Hasen ‘güzel’ demektir. İhsan
da insanın yaptığı şeylerii, iş ve ibadetlerini güzel yapmasıdır. Aşağıdaki
ayet-i kerimeleri buna misal olarak zikrede biliriz:
وَأَحْسِنُوا إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
“İş ve
ibadetlerinizi güzel yapınız, şüphesiz ki Allah yaptığı şeyleri güzel yapanları
sever.” (Bakara, 195)
إِنَّ
اللَّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْإِحْسَانِ
“Şüphesiz Allah
adaleti, işve ibadetlerin güzel yapılmasını emreder.” (Nahl, 90)
İhsan kelimesinin
diğer manası da sahip olunan nimetlerden başkalarını yararlandırmak, onlara
iyilik etmek, lütuf ve bağışta bulunmak anlamındadır. Buna misal olarak da
aşağıdaki ayetleri zikredebiliriz:
وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ
“Allah sana
ihsanda/ iyilik ve lütufta bulunduğu gibi, sen de insanlara iyilik yap, lütufta
bulun.” (Kasas, 77)
هَلْ
جَزَاءُ الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ
“İhsanın karşılığı ancak ihsandır” (Rahman, 60). Yani
iyiliğin karşılığı iyilik olur. daha açık ifade ile siz insanlara iyilik yapar,
yardımlarına koşarsanız Allah da size iyilik yapar, lütuf ve ihsanda bulunur.
Verilen şey maddi olabileceği gibi manevi de
olur. Nitekim Mevlid müellifi Merhum Süleyman Çelebi:
“Her ki diler bu duada buluna
Fatiha ihsan ede ben Süleyman kuluna”
beytiyle,
Eşrefoğlu Rumi’nin:
Kim ki dost yolunda terk-i can eder
Dost ana didarını ihsan eder” beytinde ihsanı
bu anlamda kullanmıştır.
Dilimizde ihsan
daha çok bu manada yani bağış, bağışlama, bir şey verme, yardım etme gibi
anlamlarda kullanılır. Nitekim Ahmet Rifat ‘Tasvîr-i Ahlâk’ isimli eserinde (s.146) şöyle der: “İhsan; cömertlik ve yardım
kelimelerinin eş anlamlısıdır. İhsan; ümidi kırılmış, gönülleri yaralı, hasta
düşmüş, zavallıların imdadına koşmak ve onların dertlerine merhem olmaya
çalışmaktır.”
Bir şairimiz
kendisine kötülük edene iyilik edeceğini ve Hakka itaat edene canını feda
edeceğini belirterek şöyle der:
Eylerim ihsan
isâet edene
Ser-fedâ Hakka
itaat edene.
İhsan ve her
türlü yardımda, insan yaptıklarıyla övünme, kibirlenme yolunu tutmamalı,
yaptığı her şeyi Allah için yapmalı, O’nun rızasını gözetmelidir. Mert olan
kimselere yaraşan budur. Onlar, övünmek şöyle dursun, yaptıkları iyiliğin
duyulmasından bile rahatsızlık duyarlar, utanırlar. Şair ne güzel söylemiş:
Mert
olan hiç kerem etmekle tefâhur mü eder
Hem
verir, hem utanır ettiği ihsandan.
Nice
zengin kimseler vardır ki hep yatlarından, katlarından, mallarından,
mülklerinden, servetlerinden bahsederler, ama kimseye yardımları dokunmaz, bir
türlü elleri ceplerine gidemez. İşte şair bu gibilerden yakınarak şöyle der:
Dillerinden
sîm ü zer eksik değil,
Ellerinden
gelmez ihsan eylemek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder