15 Temmuz 2017 Cumartesi

43-İFSAD EDERLER ISLAH EDİYORUZ DERLER


43-İFSAD EDERLER ISLAH EDİYORUZ DERLER

Bakara suresinin 8-20’inci ayetlerinde münafıkların 11 adet sıfatlarından bahsedilir. Bu sıfatlarından birinin de bulundukları yerde fitne fesat çıkarmaları, kendilerine “yapmayın böyle” denilince, kendilerinin fesatçı değil, ıslahçı olduklarını söylemeleridir.
Yüce Rabbimiz onların bu sıfatlarını söz konusu surenin 11-12’inci ayetlerinde şöyle belirtmiştir:
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
O içi başka dışı başka olanlara: “- Ülkede fitne fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın, milletin düzenini bozmayın” denildiği zaman onlar:
“- Bizim fitne fesatla, bozgunculukla bir işimiz yok, biz ıslah için çalışıyoruz, derler.”
Onlar yapmış oldukları kötülüklerden hiç birini kabul etmezler, hep inkâr ederler, kendilerinin sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz olduklarını söylerler.
Yüce Rabbimiz onların bu söz ve hareketlerine karşı bizleri uyararak:
أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَـٰكِن لَّا يَشْعُرُونَ
“Dikkat edin ve bilin ki, onların ıslahla bir ilgileri yoktur, onlar bozguncudurlar, işleri güçleri bozgunculuktur, fakat yaptıklarının şuurunda değiller. Onlar şuurdan yoksun kimselerdir.” buyurmuştur.
يُخَادِعُونَ اللَّهَ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ إِلَّا أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
“Onlar kendi akıllarınca Allah'ı ve müminleri aldatmaya, onlara hile yapmaya kalkarlar, onlarla hile yarışına çıkarlar. Kendilerinin işleri güçleri ve bütün hayatları hile yapmaktan ibaret olduğu için Allah’ı ve müminleri de hile yapıyormuş gibi farz ederler. (Elmalılı, I, 203) Böyle yapmakla onlar ancak kendilerini aldatırlar ama bunun şuurunda değillerdir." (Bakara; 9)
Demek ki bunların işleri güçleri hiledir.
İçleri başka dışları başkadır, her tülü haksızlığı ve kötülüğü yaparlar, biz yapmadık derler hep içlerinde gizledikleri şeyin hilafını söylerler.
Kendilerinden olmayan herkese zarar verirler.
Hak hukuk tanımazlar.
Gerçekte müfsit oldukları halde insanlara muslih görünürler.
Yalan söylemeyi adet haline getirdikleri için gayet rahatlıkla yaptıklarını inkâr ederler.
Onun için dikkat edin, daima uyanık olun, onların yaldızlı sözlerine kanmayın, aldanmayın.
Ne diyelim! Allah kendilerini bu kötü huylardan, ümmeti de onların şerlerinden muhafaza eylesin!





Ayette geçen “tüfsidû” fiilinin mastarı olan ‘ifsad’ bir şeyi bozmak, fesada vermek, telef etmek, azdırmak, toplumu karıştırıp birbirine düşürmek gibi anlamlara gelir.
Muslihûn sıfatının mastarı olan  “Islah” ise birini veya bir şeyi iyileştirme, düzeltme, iyi hale getirme demektir.

Şuur, anlayış, idrak, bir şeyin iç yüzünü, inceliklerini iyice kavrama, içine nüfuz etme vicdan demektir. Onlar doğru idrak ve anlayıştan yoksun, vicdansız kimselerdir.
Ayetteki yuhâdiûne fiilinin kökü olan hud’a; bir şeyi saklamak, gizlemek, birini kandırmak, ustalıklı aldatmak aklını çelmek, içinde gizlediği şeyin tersini izhar etmek, birine bilmediği ummadığı bir şekilde zarar vermeye kalkmak, kötülük yapmak istemek, tuzak kurmak, hile yapmak demektir
Elmalılı merhumun belirttiğine göre hud’a; hile demektir. Bu kelimede esasında bir gizlilik manası vardır. Başkaları hakkında görünüşte iyi şeyler düşündüklerini açıklayıp içlerinde ise onu zarara sokacak şeyleri i gizlemektir. "Muhâdea" ise hile yarışma kalkmak demektir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder