49-EŞİNE DEĞER
VERİP KIYMETİNİ BİLMELİ
Ailenin
mutlu ve huzurlu olabilmesi için yapılması gereken birtakım hususlar vardır.
Bunlardan biri de eşlerin birbirlerinin kadir ve kıymetini bilmeleri,
birbirlerine değer vermeleridir. Herkes kendisine değer verilmesini, takdir
edilmesini ister. Tabii eşler de ister. Kendisine değer verilmesini isteyen
kimse önce kendisi başkalarına değer vermeli ki, başkaları da kendisine değer
versin. İnsan ne ekerse onu biçer.
Durum
aile hayatında da böyledir. Eşinin, kendisine değer vermesini isteyen kimse
eşine değer vermelidir. Eşinin kendisini takdir ettiğini, kendisine değer
verdiğini bilen kimse, çok mutlu ve huzurlu olur. O da eşini mutlu etmeye
çalışır. Netice de aile boyu mutluluk yakalanmış olur. Zaten dinimizin gayesi
de eskilerin ifadesiyle, insanları dâreyn saadetine kavuşturmak, yani hem bu
dünyada ve hem de ahirette mutlu etmektir.
İnsan,
eşine değer verdiğini, onun kendi yanında kıymetli ve önemli olduğunu ifade
etmenin birçok yolu vardır. Bunu dili ile ifade ederek belirtebilir. Bu güzel
bir şeydir, fakat yeterli değildir. Daha güzel olanı ise eşinin makul ve meşru
isteklerini yerine getirmesi, onu üzecek tutum ve davranışlardan kaçınmasıdır.
Büyük mutasavvıf Yahya Câmî Hazretleri bir dörtlüğünde şöyle der:
Dost
ile birlikte yolumuz bir bahçeye düştü
Farkında
olmadan, oradaki bir güle göz atmışım
Sevgili,
kınayarak dedi ki: Utan, yuh sana!
Benim
gül yanağım burada olacak ve sen güle bakacaksın ha!
Peygamber Efendimiz ailelerine
değer verir ve bunu zaman zaman ifade ederdi. Mesela Hz. Aişe validemiz
hakkında: “Aişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tirit yemeğinin diğer
yemeklere üstünlüğü gibidir” buyururdu. Tabii Hz. Aişe Validemiz bundan
dolayı çok sevinir, çok mutlu olurdu.
Peygamber Efendimiz’in Hz. Aişe validemize ne kadar değer verdiğini
gösteren aşağıdaki olayı anlatmak istiyoruz.
Efendimiz, Hz. Aişe validemizin hal ve hareketlerini gayet dikkatle
takip eder, hoşnut olup olmadığı anları anlardı. Nitekim Hz. Aişe (r.a.)’dan
şöyle rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v.) bana:
“- Ben senin bana kızgın ve benden razı olduğun zamanları biliyorum”
buyurdu. Ben:
“- Bunu nereden anlıyorsun?” diye sordum.
“- Benden razı olunca bana ‘Hayır, Muhammed’in Rabbine yemin olsun’
diyorsun. Bana öfkeli olunca ‘Hayır, İbrahim’in Rabbine yemin olsun’ diyorsun.”
dedi. Ben de:
“- Doğru ey Allah’ın Resûlü! Öyle diyorum ama Ben sadece senin adını terk
ederim, sana olan sevgimi değil.” dedim.
Eşler her hususta olduğu gibi aile hayatında da Peygamber Efendimizi
örnek almalılar.
Bütün din kardeşlerimin cumalarını tebrik ediyor, hayatlarının her
safhasında sadet ve mutluluklar diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder