23- ORUÇTAKİ MANEVİ ZEVK
"Men lem yezuk lem ya’rif: Tatmayan
bilemez." denilmiştir.
On beşinci yüz yılın büyük bilgin ve mutasavvıfı
Horasanlı Molla Câmî (ö.898/1492) meşhur eseri Baharistan'da (s. 142) şöyle bir
hikaye anlatır:
Bedevînin biri bir gün devesini kaybeder, arar bir
türlü bulamaz. Sonunda:
"- Her kim devemi bulup getirirse kendisine iki
deve vereceğim." diye ilan eder. Kendisine:
"- Bu ne tuhaf bir iş, bir deve kaybediyorsun,
bulmak için iki deve veriyorsun." diyenlere, Bedevî:
"- Kaybettiğine kavuşma zevkini tatmamış
olduğunuz nasıl da anlaşılıyor." diye cevap verir.
Oruç da böyledir; inançlı bir kimse oruç tutmaktan
dolayı büyük bir zevk alır, haz duyar. Onun için bu zevki tadanlar Ramazan
orucuyla yetinmiyorlar, diğer mübarek aylar ve günlerde de nafile olarak oruç
tutuyorlar.
İmanın da manevî zevki, hazzı ve tadı vardır. Sevgili
Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde:
ذَاقَ
طَعْمَ الْإِيمَانِ مَنْ رَضِيَ بِاللهِ رَبًّا، وَبِالْإِسْلَامِ دِينًا،
وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولًا
"Kim
kendi istek ve rızası ile Allah'ı Rab, İslamı din ve Muhammed'i peygamber
edinirse imanın tadını tadar, zevkini alır."1 buyurmuştur.
Konumuzu yüce Rabbimizin şu evrensel mesajı ile
noktalayalım:
إِنَّ
اللَّهَ يُضِلُّ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي إِلَيْهِ مَنْ أَنَابَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ
بِذِكْرِ اللَّهِ أَلَا بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
"Allah, sapıklığı isteyenleri sapıklıkları
içerisinde bırakır, kendisine yönelenleri de hidayete erdirir. İşte onlar iman
edenler ve gönülleri Allah'ı zikretmekle, O'na ibadet etmekle huzur bulan
kimselerdir. Şunu iyi bilin ki; kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur
bulur." (Ra’d Suresi, 13/27-28)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder