16 Temmuz 2016 Cumartesi

18- TUBA


18- TUBA

Öğrencilerime genellikle isimlerinin anlamını sorar, eğer Kur’an ve hadis kaynaklı ise yerine göre bazı açıklamalarda bulunurum. Bu isimlerden biri de Tûbâ’dır.
Kızlarımıza isim olarak verilen Tûbâ kelimesi Arapça kökenli olup iyi, güzel, hoş olmak anlamında olan tâbe yetîtbu tîb kökünden mastardır.
Ayrıca kelime isim ve sıfat olarak da kullanılmaktadır. İsisim olarak cennetteki bir ağacın ismi veya cennetin isimlerinden bir isimdir.
Sıfat olarak ‘Tûbâ’ kelimesi ism-i tafdil olup etyabü lafzının müennesi/dişilidir, ‘daha hoş ve güzel, daha iyi ve hayırlı, daha mesut ve bahtiyar’ gibi anlamlara gelmektedir.
Tûbâ kelimesi hem Kur’an-ı Kerim’de hem de hadis-i şeriflerde geçmektedir. Ra’d suresinin 29. Ayetinde iman edip salih ameller işleyenler için iki mükâfat vaat edilmektedir. Bunlardan biri Tûbâ, diğeri de hüsnü meâb’tır. Ayet şöyledir:
الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَى لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبَى لَهُمْ وَحُسْنُ مَآبٍ
"İman edip güzel amel edenler için Tûbâ ve hüsnü meâb vardır.” (Ra’d, 13/29)
Ayette geçen "tûbâ" dünyada verilecek olan güzel, mutlu bir hayatı, ahrette ise içinde sürekli olarak kalacağı güzel ve ebedi yurdu ve bu yurttaki görülmemiş güzellikte nimetleri ifade etmektedir.
Hüsnü meâb ise dönülüp varılacak güzel mekân demektir.
Tuba kelimesi hadis-i şeriflerde de zikredilmektedir. Bunlardan birkaç tanesini kaydediyoruz:
عَبْدَ اللهِ بْنَ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِي، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَاتَ يَوْمٍ وَنَحْنُ عِنْدَهُ: " طُوبَى لِلْغُرَبَاءِ "، فَقِيلَ: مَنِ الْغُرَبَاءُ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: " أُنَاسٌ صَالِحُونَ، فِي أُنَاسِ سُوءٍ كَثِيرٍ، مَنْ يَعْصِيهِمْ أَكْثَرُ مِمَّنْ يُطِيعُهُمْطُوبَى لِلْغُرَبَاءِ "، فَقِيلَ: مَنِ الْغُرَبَاءُ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ:
" أُنَاسٌ صَالِحُونَ، فِي أُنَاسِ سُوءٍ كَثِيرٍ"
     Birdefa Peygamber Efendimiz: “Gariplere ne mutlu!” buyurdu. Denildi ki:
     “- Yâ Resulellah! Garipler kimlerdir?” Efendimiz:
     “- Bir çok kötü kimseler içerisinde bulunan Salih kimselerdir” buyurdu. (Ahmed, Müsned, XI, 231)

طُوبَى لِمَنْ شَغَلَهُ عَيْبُهُ عَنْ عُيُوبِ النَّاسِطُوبَى لِمَنْ شَغَلَهُ عَيْبُهُ عَنْ عُيُوبِ النَّاسِ
“Kendi kusuru, kendisini başkalarının kusurunu araştırmaktan alıkoyan kimseye ne mutlu!”
طُوبَى لِمَنْ طَالَ عُمُرُهُ وَحَسُنَ عَمَلُهُ
طُوبَى لِمَنْ طَالَ عُمُرُهُ وَحَسُنَ عَمَلُهُ"Ömrü uzun olup da ameli güzel olan kimseye ne mutlu!”

طُوبَى شَجَرَةٌ فِي الْجَنَّةِ مَسِيرَةُ مِائَةِ عَامٍ، ثِيَابُ أَهْلِ الْجَنَّةِ تَخْرُجُ مِنْ أَكْمَامِهَا
Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yürüyüş mesafesi kadardır. Cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır.” (Ahmed, Müsned, XVIII, 211)
Salınır tuba dalları,
Kur'an okur hem dilleri,
Cennet bağının gülleri,
Kokar Allah deyu dey


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder