16 Temmuz 2016 Cumartesi

10- Rızkını Allah keser


10- Rızkını Allah keser

Yüce Rabbimizin Esmâ-i Hüsna’sından/ güzel isimlerinden biri de el-Fettâh olup Arapça feth kökünden gelmektedir. Feth, kapalı olan bir şeyi açmak, bir yeri zaptetmek, ele geçirmek manasınadır. Fâtih de ülkeleri fethedip açan demektir. Ayrıca kalpleri ve gönülleri fethedip islama açan kimseye de fâtih denir. Asıl olan da budur, zira orada yaşayan insanların kalpleri fethedilmedikçe ülkelerin fethedilmesi bir anlam ifade etmez, bu durumu sürekli de olmaz.
Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden olan el-Fettâh’ın anlamı ise; kullarına rızık ve nimet kapılarını devamlı açan, onların sıkıntılarını gideren, her türlü müşkillerini kolaylaştıran demektir.
Araf Suresinin 96. Ayetinde şöyle buyrulmuştur:
“Eğer o beldelerde yaşayan insanlar iman edip kötülüklerden sakınsalardı, elbette onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık. Fakat ne yazık ki onlar peygamberleri yalanladılar. Biz de yaptıkları yaptıkları yüzünden onları kıskıvrak yakalayıp cezalandırdık.”
Klasik edebiyatımızda Allah’ın Esmâ-i Hüsna’sını açıklayan güzel beyitler vardır. Konumuzla ilgili olan bir beyit şöyledir:
“Bir kapıyı bend ederse bin kapı eyler küşâd
Hazret-i Allah, Efendi, Fâtihu’l-ebvâb’dır.”
Anlamı: Bir kapıyı kapatırsa bin kapı açar, Zira Hazreti Allah devamlı rızık ve rahmet kapılarını açandır.
Cenab-ı Hak rızık ve rahmet kapılarını kendisi devamlı açık tuttuğu gibi başkalarının kapatmasını, yarattıklarının rızıklarına mani olmalarını da sevmez. Şair bu hususu ne güzel ifade etmiş:
Zalimin rişte-i ikbalini bir âh keser,
Mâni-i rızk olanın rızkını Allah keser.

Anlamı kısaca şöyle: Zalimin mutluluk ve saadet bağını mazlumun bir âhı keser./ Başkasının rızkına mani olanın rızkını Allah keser.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder