12 Şubat 2019 Salı

149-FİLİ FETVA

149-FİİLİ FETVA

Dini konularda sorulan sorulara verilen cevaplara fetva denir. Fetva kavli olarak yani sözle verildiği gibi, fili olarak da verilir. Burada iki hocamız tarafından verilmiş olan iki fiili fetvayı zikretmek istiyoruz:
Ömer Nasuhi Bilmen hocamız fetva konusunda dinden taviz vermez, karşıdaki kim olursa olsun daima doğruyu söylerdi, fetvasına güvenilir bir âlim idi. Onun için yurdun her tarafından insanlar–o zamanın şartlarında- araba veya otobüs tutarak Hocanın İstanbul Fatih’teki evine gelerek müşküllerini sorarlardı. 
Torunu Dr. Güneş Bilmen Yavuz, konumuzla ilgili bizzat yaşamış olduğu bir olayı şöyle anlatıyor: 
“Salı günleri dedemi ziyarete gidiyordum. Her seferinde kapıda misafirleri getiren bir otobüs olurdu. O gün de kapıda yine bir otobüs park etmişti. Geldiğimi fark eden dedem: 
“- Kızım içeri gel misafirler sana bazı sualler soracaklar” dedi. 
Ben şaşırmış, paniklemiştim. Soruları cevaplayamazsam mahcup olacaktım. Odaya girdim içerisi tarımla uğraştıkları intibaını veren insanlarla doluydu. 
Dedem, beni torunum diye tanıttıktan sonra: 
“- Efendiler, suallerinizi ona sorun” dedi. 
Misafirler, liseyi okuyup okumadığımı, hangi lisede okuduğumu, şu anda üniversiteye gidip gitmediğini sordular. 
Ben de TED Ankara Koleji'nden mezun olduğumu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngilizce Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam ettiğimi söyledim. Dedem:
“- Kızım şimdi çıkabilirsin” dedi. 
Misafirler gittikten sonra dedeme bu soruların anlamının ne olduğunu sorduğumda, şu cevabı aldım:
“- Kızım, bu beyler İstanbul dışından otobüs tutup gelmişler. “Kız çocuklarımızı okutalım mı, okutmayalım mı”, diye benim fikrimi soruyorlardı. Ben de Cevabı senden alsınlar istedim. Mesele bundan ibaret, dedi.”
Görüldüğü gibi Bilmen Hoca Efendi kendisine sorulan bu soruya sözlü olarak cevap vermiyor, fiili olarak cevap veriyor ve bu cevabı da torununun ağzından öğrenmelerini istiyor. Zira fiilî cevap sözlü cevaptan daha etkili olur. 
Peygamber Efendimizin ve eşlerinin de yerine göre kendilerine sorulan suallere fiilî cevap verdiklerini görüyoruz. Peygamber Efendimiz’in ve ashabının tatbikatına bakarak, duruma göre fiilî cevap vermenin sünnet olduğu söylenebilir. 
Fiilî fetva ile Peygamber Efendimiz ve ashabının tatbikatını ilerideki bir yazımıza bırakarak şimdi rahmetle anmaya vesile olur diye başka bir misal vermek istiyorum:
İstanbul-Aksaray’da Sultan II. Mahmut’un zevcesi ve Sultan Abdül Aziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından H.1288/M.1871 yılında yaptırılmış olup halk arasında Valide Camii olarak bilinen Pertevniyal Valide Sultan Camii’nde 1969- 2002 yılları arasında 33 sene İmam Hatip olarak görev yapan merhum Kurra Hafız Muharrem Aslantürk anlatmıştı. 
Bir gün Valide Camiinde ikindi namazını kıldırdıktan sonra sarık cübbe ile camideki odama gidiyordum. Cemaat içerisinde bulunan bir polis memuru yanıma gelerek: 
- Hocam, bir şey soracağım, dedi. 
- Buyur, sor, dedim.
- Ben polisim, üzerimde bulunan tabanca ile namaz kılıyorum, bu namaz olur mu? dedi.
Ben de onun elinden tutarak belime götürdüm. Üzerimde tabanca olduğunu anlayınca: 
- Hocam tamam, ben cevabımı aldım dedi.
Bu olayı dinleyince ben de Muharrem Hocaya: 
- Sen, Peygamber Efendimizin yaptığı gibi yapıp polise fiili cevap vermişsin, o da senin üzerinde tabanca olduğunu anlayınca cevabını almış, başka soruya gerek duymamıştır. Zira fiilî fetva kavli fetvadan daha etkili olur, demiştim. 
Ömer Nasuhi Bilmen ve Muharrem Aslantük hocalarımıza Allah rahmet eylesin, ruhları şad olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder