21 Ağustos 2018 Salı

60-GÜZEL SÖZ SADAKADIR

60-GÜZEL SÖZ SADAKADIR


Yüce Rabbimiz Bakara Suresinin 83’üncü ayetinde: insanların Allah’a ve diğer insanlara karşı görevleri sayılırken bunlardan birinin de onlara güzel söz söylemek olduğu belirtilmiştir.
Yine Bakara Suresinin 263’üncü ayetinde: “Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir” buyrulmuştur.
Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde:
الكَلِمَةُ الطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ
“Güzel söz sadakadır.” (Buhârî, Cihâd 72, 128) buyurmuştur.
Söz ustası Yunus Emre ne güzel söylemiş:
Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini yedi uçmağ ede bir söz.
Bir atasözümüzde:
Acı söz insanı dininden, tatlı söz ise yılanı deliğinden çıkarır, denilmiştir.
Bir şairimiz de acı sözün insanın hayatına mal olacağını, kötü dilli kimsenin, cömertliği ile meşhur olan Hâtetm-i Tâî gibi cömert olsa bile asla methedilemeyeceğini belirterek şöyle der:
Tatlı candan geçirir, bir acı söz insanı.
Bed-zebân Hâtem-i Tâi olsa da memduh değil.
İnsanlar, tatlı dilli güler yüzlü kimseleri severler. Onun için Hz. Mevlana: “Tatlı suyun başı kalabalık olur.” demiştir.
Bir sözün güzel ve tatlı olabilmesi için kırıcı olmaması, yapıcı olması gerekir. Bunun için insan diline sahip olmalı, geçici dünya menfaati için kimsenin gönlünü kırmamalı, kalbini incitmemeli. Nitekim hitabetteki fesahat ve belagatiyle meşhur olan Hz. Ali Efendimiz veciz bir sözünde:
جَرَاحَاتُ السِّنَانِ لَها اِلْتِئَامُ ... ولا يُلْتَامُ ما جَرَحَ الِّلسَانُ
"Mızrak yarası onulur, fakat dil yarası onulmaz" demiştir.
Sözün güzel olmasının bir şartı da vaktinde ve yerinde söylenmesidir. Nitekim vaktinde söylenilen sözün yerinde kullanılan silah gibi tesirli olacağı belirtilmiştir.
Bazen insan düşünüp taşınmadan bir söz söyler, sonra özür dilemek zorunda kalır. Oysa yerinde ve zamanında söz söylemesini bilen bu duruma düşmez. Nitekim Fatih Sultan Mehmet: “Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz” demiştir.
İnsanın mecliste hep susup hiç konuşmaması doğru olmadığı gibi, devamlı konuşup sözü kimseye vermemesi de doğru değildir. Şair bunu ne güzel belirtmiş:
Olma mecliste ne bir güne hamûş
Vaktle gâh zebân ol, gehî gûş.
Sa’dî Şîrâzî de: “iki şey insanı çileden çıkarır; söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırdı etmek.”
Fakat insan Yüce Allah’ın kendisine bir dil, iki kulak verdiğini unutmamalı, bir söyleyip iki dinlemeli. Nitekim şair bu hususu şöyle ifade etmiş.
Olur, insanda zeban bir, iki gûş,
Sen dahî söyle bir, ol iki hamûş.

Nt: zeban: dil; gûş: kulak; susmuş, sessiz.





Onun için Balzac: “Bir mecliste en sevimsiz kimse devamlı konuşan ile devamlı susandır”
“Kişinin sözü amelinden çok olursa aklı noksandır”

Düşünmeden konuşmak nişan almadan atmaya benzer.
Sözün güzel olabilmesi için her şeyden önce doğru olması, vakıaya uygun düşmesi gerekir. Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde:
قُلِ اَلْحَقَّ, وَلَوْ كَانَ مُرًّا
“Acı da olsa hakkı/gerçeği söyle” buyurmuş-tur.
Bir şairimiz bu hususu manzum olarak şöyle ifade etmiştir:
Olsun ârâyiş-i dehenün bu makâl
İnkisâr alma yamân olur hâl
Terk-i âyîn-i cefâ vü sitem it
Bed-şiken dil-şiken olma kerem it
Hele n’eylersen it ey ruh-ı revân
Olma hâtır-şiken ü tîz-zebân
Kesr-i hâtır günehün ekberidür
Cümle-i masıyetün bed-teridür
Eyle hâtırları ta’mîre şitâb
Eyleme arş-ı ilâhî’yi harâb
Kâil olur mı Hudâvend-i Gayur
Ki harâb ola o beyt-i ma’mur
Ol gözüm nurı bu ma’nâyı habır
Olmaz aslâ bu güneh afv-pezîr
Bu söz dudaklarının bir süsü olsun:
“Kimsenin ahını alma, halin yaman olur.”
Cefa ve sitem işini terk et. Aman ha!
Kerem et de kötü bir iş olan kalp kincilik yapma.
Cancağızım! Hele ne yaparsan yap da,
tek kalp kırıcı ve keskin dilli olma.
Hatır yıkmak günahların en büyüklerindendir,
hatta bütün günahların en kötüsüdür.
Bunun yerine kalpleri kazanmaya, hatır yapmaya çalış da Allah’ın Arş’ını harap etme.
Hiç yüce Allah, mamur birer ev olan kalplerin harap olmalarına razı olur mu?
A gözümün nuru! Şundan da haberin olsun ki böyle bir günah; asla affedilmez.
Cancağızım yüce Allahın dergâhına çıkacağımız günü düşünerek salih bir kişi ol,
salih bir Müslüman’ın korkusu, bir başkasının kalbini kırmak, onu incitmektir. Çünkü kalb kırmak, Allah ü teâlânın lütfünü incitmektir. Neye uğrarsa uğrasın, sâlih kimse, aslâ kimseye kötü söylememeli ve lânet etmemelidir. Daha önce de söyledim ya güler yüzlü olmak, yapıcı olmak bizim insanlık vazifemizdir. Peygamber Efendimizin zikrettiği gibi “Kalp kırmak, Kabe’yi yıkmakla birdir.” Evet oğlum yaşamın boyunca kimsenin ahını almamaya, kalbini kırmamaya itina et ki rahman ve rahim olan yüce Allah böyle bir günahı asla affetmez.
Kimseye verme huşunetle cevab
Lütufla izzet ile eyle hitab
Terk-i âyîn-i cefâ vü sitem it
Bed-suhan dil-şiken olma kerem it.
Hele neylersen eyâ rûh-i revân
Olma hâtır-şiken ü tiz-zeban.
Anlamı özet olarak şöyle:
Kimseye sert ve kabalıkla cevap verme.
Karşındaki kimseye değer vererek letafetle/incelikle hitabet.
Fakat insan Yüce Allah’ın kendisine bir dil, iki kulak verdiğini unutmamalı, bir söyleyip iki dinlemeli
Olur insanda zeban bir, iki gûş,
Sen dahî söyle bir, ol iki hamûş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder