10- Rızkını Allah keser
Yüce Rabbimizin Esmâ-i
Hüsna’sından/ güzel isimlerinden biri de el-Fettâh olup Arapça feth kökünden
gelmektedir. Feth, kapalı olan bir şeyi açmak, bir yeri zaptetmek, ele geçirmek
manasınadır. Fâtih de ülkeleri fethedip açan demektir. Ayrıca kalpleri ve
gönülleri fethedip islama açan kimseye de fâtih denir. Asıl olan da budur, zira
orada yaşayan insanların kalpleri fethedilmedikçe ülkelerin fethedilmesi bir
anlam ifade etmez, bu durumu sürekli de olmaz.
Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden olan el-Fettâh’ın anlamı ise;
kullarına rızık ve nimet kapılarını devamlı açan, onların sıkıntılarını gideren,
her türlü müşkillerini kolaylaştıran demektir.
Araf Suresinin 96. Ayetinde şöyle buyrulmuştur:
“Eğer o beldelerde yaşayan insanlar iman edip kötülüklerden
sakınsalardı, elbette onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları
açardık. Fakat ne yazık ki onlar peygamberleri yalanladılar. Biz de yaptıkları
yaptıkları yüzünden onları kıskıvrak yakalayıp cezalandırdık.”
Klasik edebiyatımızda Allah’ın Esmâ-i Hüsna’sını açıklayan güzel
beyitler vardır. Konumuzla ilgili olan bir beyit şöyledir:
“Bir kapıyı bend ederse bin kapı eyler küşâd
Hazret-i Allah, Efendi, Fâtihu’l-ebvâb’dır.”
Anlamı: Bir kapıyı kapatırsa bin kapı açar, Zira Hazreti Allah
devamlı rızık ve rahmet kapılarını açandır.
Cenab-ı Hak rızık ve rahmet kapılarını kendisi devamlı açık
tuttuğu gibi başkalarının kapatmasını, yarattıklarının rızıklarına mani olmalarını
da sevmez. Şair bu hususu ne güzel ifade etmiş:
Zalimin rişte-i ikbalini bir âh keser,
Mâni-i rızk olanın rızkını Allah keser.
Anlamı kısaca şöyle: Zalimin mutluluk ve saadet bağını mazlumun
bir âhı keser./ Başkasının rızkına mani olanın rızkını Allah keser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder