8-Bilmediğini Bilmez
Ünlü divan şairi Nâbî bir beytinde şöyle demiştir:
Etme âr öğren, oku ehlinden
Her şeyin ilmi güzel cehlinden.
Yüce Rabbimiz insanları farklı yaratmış, her birine ayrı bir
güzellik, özellik ve meziyetler vermiştir. Bunlardan biri de bilgidir. İnsan
her şeyden önce kendini bilmelidir. Kendini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen
haddini bilir. Haddini bilen de neyi bilip neyi bilmediğini bilir.
Bakara suresinini 30-34. ayetlerinde Hz. Adem’in yaratılışından,
Allah’ın Hz. Adem’e bütün varlıkların isimlerini öğretmesinden, sonra meleklere
o isimleri sorup, onların:
“- Ya Rabbi! Bizim Senin öğrettiklerinin dışında hiçbir
bilgimiz yoktur” diye cevap ve-rip bilmediklerini itiraf etmelerinden bahsedilir.
Fahrettin Razi “Tefsir-i Kebir”
diye meşhur olan “Mefâtîhu’l-gayb” isimli tefsirinde yukarıdaki ayetlerin
izahında, tebe-i tabiînden olup meşhûr Arap dili âlimi Halil bin Ahmet’in şöyle
dediğini nakleder:
قَالَ الْخَلِيلُ: الرِّجَالُ
أَرْبَعَةٌ
-1رَجُلٌ يَدْرِي وَيَدْرِي أَنَّهُ
يَدْرِي فَهُوَ عَالِمٌ فَاتَّبِعُوهُ،
-2وَرَجُلٌ يَدْرِي وَلَا يَدْرِي
أَنَّهُ يَدْرِي فَهُوَ نَائِمٌ فَأَيْقِظُوهُ،
-3وَرَجُلٌ لَا يَدْرِي وَيَدْرِي
أَنَّهُ لَا يَدْرِي فَهُوَ مُسْتَرْشِدٌ فَأَرْشِدُوهُ،
-4وَرَجُلٌ لَا يَدْرِي وَلَا يَدْرِي
أَنَّهُ لَا يَدْرِي فَهُوَ شَيْطَانٌ فَاجْتَنِبُوهُ
İnsanlar bilgi bakımından dört
kısımdır.
1- Adam vardır bilir, bildiğini
de bilir/bilgisinin farkındadır. İşte bu âlimdir, ona uyunuz.
2- Adam vardır bilir fakat
bildiğini bilmez/bilgisinin farkında değildir. O, uyku-dadır, onu uyandırınız.
3- Adam vardır bilmez, ama
bilmediğini bilir/ cahil olduğunun farkındadır. O, bilmediğini öğrenmek ister,
ona öğretmede yardımcı olunuz.
4- Adam vardır bilmez fakat
bilmediğini de bilmez, (kendinin bildiğini zanneder, in-sanlara aslı, esası olmayan
şeyleri öğret-meye kalkışır.) O, şeytandır, ondan kaçınız.
Bilginin zıttı cehalettir. Cehalet cehl kökünden gelir. Cehl;
cahillik, bilmezlik, ilimden bilgiden mahrum olmak demektir. Âlim’in zıttı olan
câhil de aynı kökten gelir ki çoğulu “cehele”, “cühhâl” ve “cühelâ” gelir.
Cehl; cehl-i basît ve cehl-i mürekkep olmak üzere iki şekilde
mütalaa edilmektedir.
Ccehl-i basît; bilmemek, ama bilmediğinin farkında olmak yani
bilmediğini bilmek şeklinde olan cahillğe denir. Böyle bir cahilliğin farkında
olunduğu için tedavisi mümkündür.
Cehl-i Mürekkeb ise bilmediğini de bilmemek şeklinde olan cahilliğe
denir. Buna katmerli cahillik de denir.
Bir Azeri atasözünde de insanlar bir baş-ka açıdan dörde ayrılmıştır:
Adam var adamların nakşıdır
Adam var merkep ondan yahşıdır
Adam var söyletirsen dür döker
Adam var söyletmezsen yahşıdır.
Cehl,
Bir
şairimiz de
Sen
cehlimi yâ Râb eyle tenkîs
İlmim
var ise ziyade eyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder